Casibom'da Anlık Ödüller ve Çekilişler

Bahsegel’e giriş yapmak bu kadar kolay! Türk sivil toplum örgütlerinin finans kaynaklarının, yabancı ortaklı karteller ve dış ülkelerin vakıf veya sivil toplum kuruluşları olduğu, derneklerden başlayarak vakıf ve sivil hareket örgütleniş biçimlerinin her aşamasında ülke dışı kaynaklarca finanse edildiği iddia edilen raporda, programlanan kamu örgütlenişinin, ulusal çıkarlara uygun olmasının beklenemeyeceği, "Lobi"nin göstereceği faaliyetler ile yukarıda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplayabileceği ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirebileceği, kontra senaryolar üretilip, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyulacağı, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabilecekleri anlatılıyor. Şüphelinin bilgisayarından ERGENEKON ve Lobi dökümanları ile ayrıntılı olarak ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapılanmasını detaylı olarak anlatan (yukarıda ayrıntıları 7slot bulunan) uzun bir yazının çıkmıştır. Örgütün içinde bulunduğunu söylediği Subaylar, emniyetçiler, profesörler, gazeteciler ve iş adamlarının tarifi ile soruşturmamıza konu iddianamede yer alan sanıkların profillerinin birebir örtüştüğü, hatta çeteler var demesinden de halen yargılaması devam eden çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MAFYANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) çerçevesinde organize edildiği ve halen de bu irtibatların devam ettiği, çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten yargılanan Semih Tufan GÜLALTAY’la Türk ordusunun en üst kademelerinde KOMUTAN OLARAK görev yapmış örgütün üst düzey yöneticisi konumunda olan Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON’un birlikte gizli toplantılar yapması hususlarının buna örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

Savunmasında birkaç kez görüştüm dediği kişelerle yüzlerce görüşme yapmasından da örgütsel konumunu gizlemeye çalıştığı anlaşılmıştır. Geçen seferde olmadı Hilmi ÖZKÖK zamanında da olmadı” dediği, MURAT’ ın “Ama bu yöntem yani eee asla görüşme yöntemi o zaman dipsiz kuyu yarında kalkıp ee bi bölük bilmem nesi ile bi çağırıp konuşabilir o zaman hiyerarşi söz konusu değil ise” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir” dediği, MURAT’ ın “Değimli” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir her şey olabilir artık” dediği, MURAT’ ın “Yani ben” dediği, EROL M’in “Artık her şey olabilir” dediği, MURAT’ https://www.visionstrucking.com/deneme-bonusu-veren-site ın “Doğrusu burda hiyerarşi en azından ee Kara Kuvvetleri komutanının normal bişeyse eğer görüşme yani ortada eğer bi ee baskı söz konusu değilsi ki ben doğrusunu isterseniz ben bunun genelkurmayın meselesi olduğu kanaatinde değilim doğrusu doğrudan doğruya siz Ahmet ALTAN’ın yazdığı yazıyı okudunuz mu” dediği, MURAT’ ın “İki gün önce sen ne biçim generalsin diyo dürüst olsana diyo” dediği, EROL M.’ in “Tamam abi” dediği, MURAT’ ın “Adam asker gibi asker ol diyo” dediği, EROL M’in “Süper” dediği, MURAT’ ın “Demediği lafı bırakmamış” dediği, EROL M’in “Bravo” dediği, MURAT’ ın “Gidip diyo kokteyde diyo bu para şeyin parası nerden geliyo diye adamları kışkırtıcağına diyo açıkla diyo elinde istihbarat var diyo bilmem ordu istihbaratı var diyo devlet istihbaratı var diyo açıklamazsan diyo işte diyo nerdeyse diyo namertsin demeye getiriyo” dediği, EROL M.’ in “Vay vay vay vay” dediği, MURAT’ ın “Şimdi genelkurmay başkanı ya bu adam yanında yani bi yığın or generale komuta ediyo” dediği, EROL M’in “Tamam abi işte bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Yani” dediği, EROL M’in “Tamam abi bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bişey söyliyim muvazzaf olsanız naparsınız” dediği, EROL M.’ in “Ya işte bunlara muhatap olmasınlar abi” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bunun emrindemiyim demezmisiniz” dediği, EROL M’in “Tabi” dediği, MURAT’ ın “Onun için yani bana kalırsa bu yani sadece genel kurmay başkanı yani normal bi prosedür olduğu kanaatinde değilim ben Çünkü benim anladığım kadarıyla talep şeyden gelmiş eee” dediği, EROL M’in “Başbakandan” dediği, MURAT’ ın “Yok talep Kara Kuvvetlerinden gelmiş davet başbakandan gelmiş” dediği, EROL M’in “Hıı” dediği, MURAT’ ın “Yani ııı kara kuvvetleri görüşmek istemiş gerekçe başka bişey ama görüşmek istemesinin gerekçesi işte terör merör bilmem ne falan ama yani şimdi böyle bir ortamda sonra yani yapılanlar Genel Kurmay karargahının belgeleri leblebici dükkanlarında külah oluyo bilmem ne oluyo yani burda gidip de Genel Kurmay Başkanı geriye Genel Kurmay Başkanlığı konusunda ne konuşucak ki yani işte prosedür olmuş bitmiş zaten” dediği, EROL M’in “Bakalım Murat Beycim çıkıcak kokusu” dediği, MURAT’ ın “Sonra daha da önemlisi tam bu Dengir Mir FIRAT’ın Atatürk travmaya uğrattı Türk milletini eee dediği gün oluyo bu yani” dediği, EROL M.’ in “İşte dün ben de herife çok ağır cevap verdim dedeleri vatana ihanet edenlerin torunu da ahindir diye” dediği, MURAT’ ın “Değilmiş ama ya onun dedesi şeymiş” dediği, EROL M.’ in “Kimmiş?

Bu provakatörlerinde değişik zamanlarda darbe sonucu bir makam ve köşe kapmak için bu işlere girdiklerini düşünüyorum.” şeklindeki beyanını doğrulayacak delilerin de dosyamızda mevcut olduğu birçok görüşmede şüphelilerin darbe olacağı ve kendilerinin de değişik makamlara geleceği hususlarında konuşmalar yaptıkları, hatta orduya yeni girmiş teğmenlerin dahi yapılan operasyonlara karşı yakında bunların hepsinin hesabı sorulacak şeklinde telefonlarda görüşme yaptıkları anlaşılmaktadır. ” şeklinde el yazısı ile not aldığı görülmüştür. Ancak 1997 yılında söylediği sözlerin kitaplarda yer aldığı zamana bakıldığında 28 Şubat sürecinin en hızlı olduğu dönemde yaptığı ERGENEKON açıklamalarıyla o tarihlerde örgütün güçlü olduğu onwin marketing ve her zaman istediğini yapabileceği şeklinde örgütün propagandasına yönelik beyanlar olduğu anlaşılmaktadır. 14 Mayıs 2002 tarihinde Milliyet gazetesinde Tuncay Özkan imzasıyla yeralan “komplo” başlıklı haberle Türk kamuoyunun gündemine gelen Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun 1999 yılında yaşadığı bir dizi gelişme sonucunda ciddi bir "polis travması" geçirdiği belirlendi. Ayrıca, şüpheli her zaman kendisinin Türkiye’ de 1990 dan sonra darbe yapılamayacağını ısrarla söylediğini beyan etmiş ise de, 1997 yılında 28 Şubat olarak adlandırılan ve yürütme organının yasal olmayan yollarla devrilmesiyle sonuçlanan süreçle alakalı soruya, kendisinin “28 Şubatta yapılan eylemi darbe olarak gördüğünü” söyleyerek cevap vermesi, darbe çalışmalarının sosyal ve toplumsal şartlar oluştuğunda değişik zaman ve zeminde sonuç verdiğini göstermektedir.

Adil Serdar Saçan'ın, baskıyla aldığı ifadeyi Milliyet ve Kanal D'ye verdiğini de savunan dergi, böylece ortada olan bir suçun ört-bas edilmesi operasyonuna bazı basın-yayın organlarının da karıştırıldığını ileri sürdü. Yeni üyelere %100 oranında 5.000 TL’na kadar ilk üyelik bonusu, 500 TL bedava bahis ve 100 freespin verdiğini de özellikle hatırlatmak isteriz. Dolayısıyla bir bahis sitesinde hızlı üyelik çok önemli olmaktadır. Ücretsiz deneme bonusu genellikle kumarhane sitesinde duyurulmaz, ancak e-posta yoluyla talep edebilirsiniz. CHP ile falan bu işler olmayacak” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Tam bir geri zekalı, haber türk’ten ayrılanlar tv 10 diye bir şey mi kurmuşlar internette” dediği, EROL M.’in “Hayır Haber Türk’ten ayrılanlar değil onlar, 10 Tv haber Atılgan BAYAR, o çocuk Haber Türk’te değildi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ha öylemi” dediği, EROL M.’ in “Yok, yok ama şeyde Haber Türk’ün haber sitesinde yazılar yazıyor, danışmanlık yapıyor, ama Haber Türk’te haberci falan değildi o çocuk” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “He” dediği, EROL M.’in “Çok başarılı bir iş yaptı” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Öylemi” dediği, EROL M.’in “Aa ben şimdi onlara yardım da yapıyorum, zaten Gülgün on iki - iki arası haber sunuyor falan filan çünkü” dediği, https://bangkokresidential.com/55349343 X ERKEK ŞAHIS’ ın “Nerde sunuyor bunu internet üzerinde mi” dediği, EROL M.’ in “Bu 10 Tv internet üzerinde tabi, tabi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10 Tv internet üzerinden mi?

“ İstanbul İli Sarıyer İlçesi Yeniköy Tazeceviz sokak üzerinde 28.07.1996 günü saat 23.00-23.30 arasında Ömer Lütfü TOPAL 34 BTG 96 plakalı otosu içinde kimliği bilinmeyen kişilerce öldürülmüştür. Nitekim, Susurluk İlçesi civarında meydana gelen malum trafik kazasında birarada bulunan kişiler, bunların yanlarında taşıdıkları silahlar ve belgeler ile bu kişilerin, iddianamede isimleri zikredilen diğer kişilerle ilişkilerinin boyutları ve yine yukarıda izah ve ifade edilen bir kısım olaylar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Susurluk kazasında birarada bulunan kişilerin yukarıda ifade edilen şekilde, yasadışı eylemlerinden birinin daha hazırlık hareketlerine başladıklarını göstermektedir. “ 03.11.1996 tarihinde Susurluk İlçesi civarında meydana gelen trafik kazasında, aynı otomobil içerisinde Abdullah Çatlı, Sedat Edip Bucak ve Hüseyin Kocadağ’ın birlikte bulunmaları, o tarihten itibaren, Türkiye gündeminde baş sırayı alarak bugüne kadar süregelen tartışmaların en önemli konusunu teşkil etmiştir. 5) adet tabanca, (2) adet susturucu, (281) adet muhtelif tabanca fişeği, (3) adet sahte kimlik belgesi, çok az miktarda kahverenkli toz madde ve naylon poşet parçasında toz bulaşığı madde bulunduğu, olaya başlangıçta Susurluk Cumhuriyet Başsavcılığınca el konulmuş olup, dosya bilahare İstanbul DGM. Abdullah ÇATLI’nın Susurluk Devlet Hastanesindeki cenazesini, Abdullah ÇATLI’nın diğer yakınları ile birlikte Nevşehir İline götürmüşler ve orada defnedilmesinde hazır bulunmuşlardır. Abdullah Çatlı’nın üzerinde bulunan ve yukarıda ayrıntıları izah edilen sahte belgeler, Abdullah Çatlı (Mehmet Özbay sahte kimliği ile) ve Yaşar Öz adına düzenlenen silah taşıma izin belgeleri ve hususi yeşil pasaportlarında yine, Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemlerde ve onun bilgisi ve talimatı doğrultusunda düzenlenerek, bu belgelerle, devlet tarafından aranan ve birçok yasadışı eyleme katılmış oldukları saptanan kişilerin kolaylıkla silah taşımaları ve kolaylıkla yurtdışına çıkış ve dönüşleri sağlanarak çeşitli imtiyazlarla donatılmış oldukları anlaşılmıştır.

Adıgeçenin, 23.02.1982 günü İsviçre’nin Zürih kentinde Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İPEKÇİ’nin öldürülmesinde bu suçu azmettirmek, suçta kullanılan silahı temin etmek, 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarından “KIRMIZI BÜLTEN” ile aranan Mehmet ŞENER isimli şahısla birlikte; Zürih Savcılığınca çıkartılan tevkif müzekkeresine istinaden 03.02.1954 doğumlu Mehmet SARAL adına tanzim edilmiş “Sahte Pasaport Kullanmak” suçundan yakalandığı ve ÇATLI’nın 24.02.1982 tarihinde aynı Savcılıkça saat 14.00’de serbest bırakıldığı;Adı geçenin, Fuat KOÇAL ve Nevzat BİLECAN isimli şahısların da aralarında bulunduğu ve 1984 yılının Nisan ayı ortalarında İsviçre’ye yaklaşık 3 kg. Raporunun (G) bölümünde Şahin Ekli ile ilgili pasaport düzenleme ve Mehmet Özbay adına düzenlenen silah taşıma belgelerinin irdelemesi yapılmıştır. Beşiktaş İlçe Nüfus Müdürlüğünce düzenlenen nüfus hüviyet cüzdanı verilmesinde kusuru görülenler hakkında mülkiye başmüfettişlerince soruşturma yapılmakta olup, fezleke düzenlenecektir. Zaten, iddianame münderecatında isimleri geçen ve halen firarda bulunan ve yakalama ve Gıyabi Tevkif müzekkereleri ile aranan ancak, ifadeleri alınamadığı için haklarında dava açılmayan birkısım sanıklar hakkında hazırlık evrakı tefrik edilmiş olup, tahkikat İstanbul DGM. Haydar oğlu, 1957 doğumlu Şahin Ekli’nin TR F 282820 seri numaralı umuma mahsus pasaport ile 9 giriş-çıkış olmak üzere toplam 122 giriş-çıkış yapıldığı bilgisayar kayıtlarının sorgulamasından anlaşılmış olup, kronolojik dökümü ekte sunulmuştur. Ö.L.Topal’ın öldürüldüğü günlere tekabül eden zaman diliminde ve ayrıca bu olaydan önceki ve sonraki günlerde, Abdullah Çatlı, Sedat Edip Bucak, Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir ve Sedat Edip Bucak’ın korumaları arasında yoğun ve dikkat çekici şekilde telefon görüşmeleri yapıldığı tesbit edilmiştir.


Similar Stories:

pusulabet giriş güncel https://bangkokresidential.com/12162928 https://bangkokresidential.com/54678231